Veya 85 milyon kişiden birisi bir kediyi darp etti diye, “bu millet hayvan düşmanı” başlıklı bir yazı mı döşesek, yoksa birisi Ramazan’da orucunu yedi diye “Dinsizlik aldı başını yürüdü” diye sayfalarca mı döktürsek..!
Veya, ‘
Bir Türk dünyaya bedeldir’ ama Amerika izin vermiyor edebiyatı mı yapsak..!
Şaka bir yana,
Bu yazımızda bir kısım temel ilke ve değerlerimizden bahsedeceğim.
Konuyu irdelerken “Ben” zamiri yerine “Biz” zamiri kullanmamın, okuyuculara karşı daha saygın olacağını düşünüyorum:
Evet;
Biz önce insana, yani bireye saygıyı esas alırız.
Bazıları, “Demokrasi” deyince, haklı olarak, bir tane bile gösteremezsindeseler de... Demokrasiye inanırız. Gerçek demokrasi’nin birinci şartı “insan”a, yani “birey”e saygıdır. İkinci şartı ise (Millet’in değil) “Yaşayan Millet”in iktidarının tartışılmaz olmasıdır.
Ben “Demokratım” diyen herkesin, yazdığım bu iki şarta “amentü” demesi şarttır.
Biz “düşünce”yi hapsedip insanı esir almak isteyenlerle de, zorbalığı ve anarşizmi özgürlük diye yutturmaya çalışanlarla da kavgamızı, gönül rızasıyla, yaparız.
Bir Türkmen mezar taşında yazdığı gibi “İyilik iyidir.”
“Normal insan”ın devletini ve milletini sevmesi de normaldir.
Aynı mantık.
Ancak;
Birileri devletin ve milletin başarısızlıkları, problemleri ve eksiklikleri üzerinde tepiniyorsa, milletin ve devletin huzura kavuşması ihtimalinden bile uykuları kaçıyorsa bu normal değildir. Demokrat milliyetçiler, devletimizi ve milletimizi biraz ölçüsüz sevdikleri için yukarıdadaki tipleri anlama ihtimalleri yoktur.
Prof Dr Sinan Canan Hoca şöyle diyor: “Ben “aydın”da millete karşı şefkat beklerim.”
Evet, biz de yazarından, çizerinden, ilim adamından, hacısından hocasından, hele siyasetçisinden millete karşı önce şefkat, sonra saygı, sevgi ve muhabbet bekleriz.
Bu anlayış varsa, herkes başımızın tacıdır.
Muhabbet ve şefkat, anne babanın evladına gösterdiği karşılıksız sevginin tezahürüdür. Bu demek değildir ki, anne baba evladının hatalarını ve eksikliklerini görmeyecek.
En acımasız birey eleştirisi de, toplum eleştirisi de görevimiz.
Genel olarak bu ilkeler doğrultusunda yazılarımızı yazacağız.
Yazmak öğrenmektir.
Hele okurlarla etkileşim olursa.