Sizce 31 Mart mahalli idareler seçiminde Kemalpaşa'da belediye başkan adaylarının kullandığı en güzel slogan hangisiydi?

“Kemalpaşa’ya sahip çıkın” mı? “

Bu kez Kemalpaşa kazanacak” mı?

 “Kemalpaşa Galip gelecek” mi? “

İşimiz Gücümüz Kemalpaşa” mı?

 Yoksa, “Az laf, çok iş” mi?

Evet, biraz mahalli siyaset konusuna girelim.

Zira Kemalpaşa Kulis Haber, öncelikle, Kemalpaşa’mızın siyasi haber portalı olma iddiasında.

Uzun süredir fiili siyasetten uzak duran eski bir ‘siyaset kaçkını’ olan bendenizin ne kadar Kemalpaşa siyaseti yazabildiğini göreceğiz.

Evet,

Siyasi bilinç, halkın yönetime katılımı ve yöneticinin halk tarafından etkin denetimi demokratik siyasetin olmazsa olmazlarıdır.

Kemalpaşa’da yarın çıkıp sokakta son mahalli seçimlerde belediye başkanlığını kimin kazandığını sorsak, hemen herkes Sayın Mehmet Türkmen kazandı diye doğru cevap verecektir.

Ancak aynı kişilere Kemalpaşa ne kazandı ne kaybetti diye soracak olsak, hemen hemen herkes duraklayacak, cevap vermekte zorlanacaktır.

Çünkü, seçim propaganda döneminde siyasi arenada kahvaltılar, ziyafetler, ziyaretler bir koşuşturmadır gider. Her türlü şamata koparılır. Nutuklar verilir, sloganlar atılır.

Taraflar “Geliyooor...!” diye kimin geleceğini haykırırlar ama “neyin “ geleceğini bir türlü söylemezler, söyleyemezler.

Kampanya döneminde adeta siyasi ve sosyal gündem vardır, ancak teknik hazırlık, kodifikasyon, plan-proje gündemi yoktur.

Propaganda için meşhur “SKM” ler kurulur ama proje ve program ekipleri kurulmaz. Ben duymadım.

Seçmen, siyasi ve sosyal kimliğine göre oy kullanır. Adayın hizmet planı, projesi ve programından bihaberdir.

Evet! Mehmet Türkmen Başkanı geldi, anladık ta ne getirdi bilmiyoruz.

Kamuoyuna deklare edilmiş bir programı var mı?

 Kemalpaşa halkıyla bir “sözleşme” imzaladı mı?

Sözleşmenin olmadığı yerde hesaplaşma da olamaz, helalleşme de.

Program yoksa, performans ölçümüne elverişli bir altyapı yok demektir. Halkın takdir veya tenkit etmek için objektif bir kriteri oluşmaz. Siyasi hesaplaşmalar ise horoz dövüşünden öteye geçemez, Slogan, özünde abartı ve hamaset içerir, ancak, benim için birbirinden değerli adaylar kusura bakmasın, yukarıda yazdığım sloganlar bana da, halka da hitap etmiyor.

Yine de bence en iyi slogan “Az laf, çok iş” .

Sloganı kullanan Sayın Mehmet Türkmen seçimi kazandı.

En azından hamasi nutuklar atmayacağını, çok çalışacağını taahhüt ediyor, kısır siyaseti değil, çalışmayı hizmeti vadediyor demektir.

Başkan Mehmet Türkmen’i uzaktan tanırım. 1999 yılından buyana Kemalpaşa siyasetinin içinde. Kemalpaşa’nın mevcut siyasetçilerinin en kıdemlilerindendir.

Tecrübeli olması yanında, öz güvenli, polemikten uzak, çözüm odaklı bir duruşu olduğu izlenimini alıyorum.

Kendisine başarılar diliyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhuriyet Halk partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in başlatmış olduğu siyasi diyalog, beni fazlasıyla memnun etmektedir.

“Kavga etmek yerine küfür etmeyi seçen ilk insan uygarlığın kurucusuydu” diyor Sigmund Freud.

Şahsen ömrüm boyunca en büyük rahatsızlıklarımdan birisi, Türk Siyasetçilerinin diyalogsuzluk hastalığı olmuştur.

Bu konuda yazılabilecek çok üzücü yaşanmışlıklarımız vardır. Türkiye’de siyasette normalleşme gayretlerinin olduğu bu günlerde, Kemalpaşa siyasetinin de barışçı, uzlaşmacı ve hizmet odaklı olması beklentimizdir.